Psikolojik Travmanın Etkileri ve Travmayla Başa Çıkma - Konular
Psikolojik Travmanın Etkileri ve Travmayla Başa Çıkma: Travmanın hayatımıza etkisi
Travma kelimesi Latince de yara anlamına gelmektedir. Tıp dilinde bedensel yaralara da travma denilmektedir halk dilinde ve genel kullanımda travma psikolojik rahatsızlıkların oluşum süreçleri ile ilişkilendirilir. Bu yazıda psikolojik travmaların türleri, vücudumuza etkileri, biz de bırakabileceği kalıcı izleri ve tedavi yöntemleri ile ilgili konuşacağız.
Travma, kişinin mevcut güç ve ruhsal durumu ile baş edemeyeceği kadar ağır durumlara maruz kalması sonucu ortaya çıkan ruhsal zedelenmedir. Kişinin travmatize olması yaşadığı olayın zorluğu kadar baş etme gücünün zayıflığı ile de alakalıdır. Psikoloji tarihine bakıldığında travmaların önemli ölçüde ihmal edildiği görülmektedir. 1980 yılına kadar travma tedavisi hemen hemen hiç gündeme gelmemiştir. 40 yıllık bir geçmişe sahip olan travma tedavisi psikolojinin geniş bir alanı olarak nitelendirilebilir. Travmaların günlük hayata ve bedene etkileri uzun yıllar araştırılmamıştır. 1980 yılından sonra ise travmaların iyileştirilmesi üzerine çeşitli teknikler geliştirilmiştir.
Psikolojik travmalar temelde ikiye ayrılır. Bunlardan birincisi anlık travmalar, diğeri ise gelişimsel travmalardır. Anlık travmalar sadece bir sefer yaşanan kişinin hayatını derinden etkileyebilecek kadar ağır bir olayın arkasından gerçekleşir. Anlık travmaların içinde kaza, doğal afet, yaralanma, ağır tartışmalar, taciz, tecavüz olayları olabildiği gibi ilişkisel olaylarda yer alabilir. Kişi fiziksel ve görsel olarak herhangi bir şeye maruz kalmasam dahi travma yaşayabilir. Kişinin aldatıldığını öğrenmesi, ağır hayal kırıklıklığı, yüksek düzeyde ekonomik kayıplar yaşaması da kişiyi travmatize eder. Anlık travmalar kişide bazen hemen etki gösterebileceği gibi bazen de olay yaşandıktan bir süre sonra etkileri görülebilir. Bu duruma post travmatik stres bozukluğu denilmektedir. Bu tarz durumlarda yaşanılan olay kişinin zihnine her gün belli aralıklarla gelir. Olayda yaşanılan yoğun duygu günlük hayatta alakasız yerlerde tekrar hissedilir. Örneğin olay anında yaşanılan ağır korku duygusu, alışveriş merkezindeki anons sesi ile tekrar ortaya çıkabilir. Yaşanılan duygu olayı anımsatacak herhangi bir nesne ile tekrar ortaya çıkar. İlişkisel bir travma yaşayan kişi sonrasında kurduğu ilişkilerde benzer bir olaya maruz kalacağı düşüncesini zihninden atamaz. Örneğin aldatılan bir kişi sonrasında kurduğu ilişkilerde bu durumu çalıştıracak bir şeyle tekrar tetiklenir. Travma yaşayan kişinin günlük hayattaki işlevselliği ve çevreye uyumu ciddi anlamda bozulur.
Anlık travmalar, vücuttaki bazı belirtilerle kendisini gösterir. Travmaya maruz kalan kişinin kasları genel bir gerginlik halinde olur. Bu gerginlik kas ağrılarına sebep olabilir. travma sonrası kişinin nefes alışverişi düzensizleşir. Kişi kısa ve kesik kesik nefesler alır. Ense bölgesi gerginliğinden kaynaklı baş ağrıları görülebilir. Ayak ve ellerde ısınmama durumları oluşabilir. Duruşun bozulmasından kaynaklı sırt ağrıları travmaya işaret edebilir. Travmanın vücuda etkisinden çok, ruha etkisi daha ağırdır. İşlenmemiş, tedavi edilmemiş bir travma kişinin hayata bakış açısını bütünüyle değiştirebilir.
Anlık yaşanan travmaların tedavi şekli ve tedavi protokolü oldukça işlevseldir. Kişi yukardaki etkilerden çok kısa süre içerisinde kurtulabilir. 5 – 10 seanslık psikoterapilerle travmanın etkileri tamamen kalkabilir. Travmayı tedavi etmek için geliştirilmiş yöntemlere birlikte bakalım.
EMDR terapisi, travmalarda en çok kullanılan yöntemdir. Kişinin yaşanılan olay ile ilgili duygusu, düşüncesi, davranışları ve vücut tepkileri alındıktan sonra kişiye çift yönlü uyarım uygulanır. Çift yönlü uyarım, kişiye sağ ve sol taraftan ritmik uyarımlar vermektir. Bu uyarımlar sesle, görüntüle, temasla verilebilir. Beynin iki tarafı Ardıl bir şekilde uyarıldığı için olayda yaşanılan duygusal izler azalır, bir süre sonra tamamen giderilir. EMDR terapisi, 1980’li yıllarda ortaya çıkmış daha sonrasında çeşitli eklemeler ve güncellemeler ile kullanılmaya devam edilmiştir. Günümüzde halen en çok tercih edilen travma terapisidir.
HYT hipnotik yeniden işleme terapisi, yaklaşık on yıldır bir geçmişe sahip olan farklı uygulamaları entegre etmiş, oldukça hızlı, etkili bir diğer terapi şeklidir. HYT terapisi, hipnoz, emdr, gestalt, meditasyon yöntemlerinin birleştirilmiş halidir. HYT’de kişiye ilk önce gevşeme teknikleri uygulanır. Daha sonrasında travmatize eden olay hayal edilir. Daha sonrasında kişiye güvende hissedebileceği hayali bir yer oluşturulur. Daha sonrasında o kişinin iyi hissettiği bir vücut duyuyor mu bulunur. Daha sonrasında EMDR’ye benzer şekilde kişi zihnine sağdan sola soldan sağa çevirir. Çift yönlü uyarımı kişiyi kendi kendisine verir. EMDR terapisine göre daha etkili ve hızlı olmasının sebebi kişiye uygulanan gevşeme yöntemleridir.
Bilişsel davranışçı terapi, davranışçı terapi gibi terapi ekolleri travma tedavisinde kullanılmaktadır. Maruz bırakma, kademeli yaklaşma, hayal ettirme gibi teknikler travma da etkilidir. Yine hipnoz uygulamaları travma tedavisinde oldukça etkilidir. Unutulmamalıdır ki bu tekniklerinin uygulaması mutlaka uzman kişiler tarafından yapılmalıdır. Yeterli eğitimi ve uzmanlığı olmayan kişiler ruh sağlığına ciddi zararlar verebilir.
Bir diğer travma türü olan gelişimsel travma, çok daha komplike bir durumdur. Bu travma Türü tedavi ve oluşum şekli bakımından oldukça farklıdır. Gelişimsel travma, 0-2 yaş arasında oluşmaktadır. Genellikle anne tarafından maruz kalınan durumlarla ilgilidir. Yine baba tutumları da gelişimsel travmaya sebep olmaktadır. Olayın bir defa yaşanması gelişimsel travmayı oluşturmaz. Aynı hatalı davranışın tekrar tekrar yaşanması gelişimsel travmayı oluşturur. Bu hatalı davranış işgal ve ihmal üzerine kurgulanmıştır. Kişi yoğun bir şekilde baskılanarak, hareketleri kısıtlı alınarak ve sürekli denetlenerek işgal edilir ya da ihtiyaçları karşılanmayarak, duyguları anlaşılmayarak, ilgilenilmeyerek ihmal edilir. Gelişimsel dramanın Özü budur. Gelişimsel travmaya maruz kalan kişi, hayatının her aşamasında ihmal ve işgale duyarlı bir şekilde yaşar. Etrafındaki kişilerin kendisini işgal ettiğini Yada ihmal ettiğini sürekli olarak hisseder.
Gelişimsel travmalarIn tedavisi karmaşıktır. Psikodinamik terapiler gelişimsel travmaları konu alır. Freud‘tan beridir uygulanan dinamik psikoterapiler çocukluk çağı olayları ile yani gelişimsel travmalar ile çalışır. Gelişimsel travmaların tedavisi uzun sürer. Kişi ilk başta bu travmaların etkisini fark edemez. Terapi ilerledikçe bu etki belirginleşir. Daha sonrasında belirginleşen durumlar üzerinden terapi sürer.